Türkiye her yaz aynı kabusu yaşıyor. İklim krizinin körüklediği orman yangınları, sadece ağaçları değil; anıları, evleri, hatta geleceğimizi kül ediyor.
2023’te büyük bir fırsat doğdu. Dünya Bankası, Türkiye’nin yangınlarla mücadele kapasitesini güçlendirmek için tam 400 milyon dolarlık destek paketini onayladı. Bu, alevlere karşı elimizi güçlendirecek bir can simidiydi. Üzerinden koca 2 sene geçti.
Peki bu devasa kaynak neye dönüştü? Sadece bu para ile dünyanın en etkili yangın söndürme uçaklarından yüzlercesi filoya katılabilirdi.
Dünya Bankası’nın 400 milyon dolarlık desteğiyle yalnızca AT-802 FireBoss amfibik yangın söndürme uçaklarından en az 195, en fazla 444 adet alınabilirdi. Ama kayıtlara göre, 2025 için alımı süren sadece 20 uçak var. Yüzlerce uçağın potansiyeli varken neden bu kadar az? Üstelik mevcut filonun büyük bölümü hâlâ kiralık.
Yetkililer, bütçenin yalnızca uçak alımına gitmediğini, pilot eğitimi, bakım ve altyapıya da dağıtıldığını söylüyor. Orman Mühendisleri Odası Başkanı’nın “Sezonluk hava filosu yeterli” çıkışı ise tartışma yarattı. Tüm bu tabloya rağmen Orman Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Türkyılmaz’ın “Sadece yangın sezonunda kullanılacak bir hava filosu yapmaya gerek yok” diyerek ormanlarımızın yanmasına ‘sezonluk’ dedi.
Oysa iklim değişikliği yüzünden artık “yangın sezonu” kavramı anlamını yitirdi. Bu yaklaşım bilimsellikten uzak bir söylemden başkası değil.
Uzmanlar Sorun sadece havada değil diye uyarıyor. Yetersiz eğitim, eksik donanımla yangınlara müdahale eden orman işçileri, yangınla mücadelede bütüncül strateji eksikliğini gösteriyor.
Binlerce hektar orman, milyonlarca canlının yaşam alanı, vatandaşların hayatı söz konusuyken; var olan kaynakları en etkin şekilde kullanmamak, yangınlara karşı pamukla korunmaya çalışmakla eşdeğer.
Yatırımdan kaçınmak, uzun vadede daha ağır bedeller ödemek demek.
Türkiye, yangınlarla mücadelede stratejik, kapsamlı ve sürdürülebilir adımlar atmak zorunda. Aksi takdirde, her yangın sezonunda ağır bilançolarla yüzleşmeye devam edeceğiz.
Bu sadece orman meselesi değil, ülkenin geleceğinin meselesidir. Tabi o kaynakları maden işletmelerine açmayacaksanız…
